Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: Gezi yargılanamaz, ne demek? Gezinin ne olduğunu bu millet gördü

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kastamonu’nun Tosya ilçesinde inşa edilen Tosya Adalet Sarayının açılış törenine katıldı. Törende Bakan Tunç’un yanı sıra Kastamonu Valisi Meftun Dallı, Kastamonu milletvekilleri Serap Ekmekçi” ve Halil Uluay, kent protokolü ve davetliler hazır bulundu.

“ÇOK BÜYÜK BİR DÖNÜŞÜM GEÇİREREK ÇOK GÜZEL MEKANLARDA ADALET VERİR HALE GELDİK”

Açılış töreninde konuşan Kastamonu Valisi Meftun Dallı, “Biz meslek hayatımız itibariyle adliye binalarımızın eski haliyle yeni halini kıyaslama imkanına sahibiz. Geldiği hali gurur verici, eski hali o kadar rencide ediciydi. Çok büyük bir dönüşüm geçirerek çok güzel mekanlarda adalet verir hale geldik. Hepimizi gururlandırıyor” dedi.

“400’E YAKIN ADALET SARAYINI ÜLKE GENELİNDE İNŞA ETTİK”

Daha sonra konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, adalet saraylarında önemli dönüşümlerin yapıldığını belirterek, “Bizim avukatlık yaptığımız yıllarda, 15-20 yıl önce adalet sarayları, merdiven altında, hükümet konaklarının içerisinde köşelere sıkışmış vaziyette, bilgisayarlar yoktu, daktilo sesleri gelirdi ve hakim savcıların görev yaptığı mekanlar, duruşma salonları gerçekten adalet hizmetlerinin kaliteli bir şekilde sunulmasına imkan vermeyecek nitelikteydi. Fotokopi kağıtları avukatlardan istenir durumdaydı. O günleri çok çabuk unuttuk. Şimdi yaklaşık 400’e yakın adalet sarayını ülke genelinde inşa ettik. Programda olanlar, devam eden, projesi çizilen, ihale süreci devam edenler var. 6 Şubat depremleri nedeniyle de 11 vilayette ağır hasar gören binalarımızı yeninden inşa edeceğiz. Onları da süratli bir şekilde, 1-2 yıl içerisinde o şehirlerimize kazandırmanın mücadelesini veriyoruz. Önceliğimiz deprem bölgesi. Teknolojinin bütün imkanlarını da adalet hizmetlerine sunmanın gayretindeyiz. Özellikle dünyada yargı hizmetlerinde teknolojiyi en iyi kullanan ülkelerin başında geliyoruz. Özellikle UYAP sistemimiz, hakim ve savcılarımızın dosya takibi, avukatlarımızın dava açabilmeleri, bürolarından görüntülü sistem ile duruşmalara katılabilme imkanını sağlıyor” diye konuştu.

“İNSANIMIZI GÜÇLENDİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

İnsanların güçlenmesi için çalışmalar yürütmeye devam edeceklerini ifade eden Bakan Tunç, “Daha hızlı ve kaliteli hizmetin sunulması ve ülkemizin kalkınması noktasındaki kesintisiz yürüyüşümüzü inşallah devam ettireceğiz. Önce insan demeye devam edeceğiz, insanımızı güçlendirmeye devam edeceğiz, eğitimden sağlığa, sosyal politikalardan kültüre varıncaya kadar her alanda insanımızı güçlendireceğiz. Nereden nereye geldiğimiz, sağlıkta, eğitimde, adalette, her alanda belli. Her alanda insanımızı güçlendirmenin gayreti içerisinde olduk. Bundan sonra da ‘önce insan, insanı yaşat ki devlet yaşasın’ diyerek insanımızı güçlendirmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“ONLARIN ÖNÜNDE MİLLETİMİZLE BERABER DURACAĞIZ”

Adaletin önünde engel olmaya çalışanların karşısında durmaya devam edeceklerini kaydeden Tunç, “Adaletten hiç ayrılmadan, hukukun üstünlüğünden hiçbir zaman taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Türkiye’de yargı bağımsızlığını, tarafsızlığını tam anlamıyla daha da ileriye taşıyarak hukukun üstünlüğüne inanarak, vatandaşlarımızın hak kayıplarının asgariye indirilmesi ve onların yargı hizmetlerinden en kaliteli ve hakkaniyetli şekilde yararlanması gayreti içerisinde olacağız. Temel hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri birer birer kaldırdık, bundan sonra da engel olmak isteyenler olursa onların önünde milletimizle beraber duracağız. Demokrasi çıtamızı güçlendirmeye, milli iradenin bayrağını hiçbir zaman yere düşürmemeye gayret göstereceğiz. Bunu hep sizin desteği ile yaptık. Gezi olaylarında sizlerin desteğiyle, birlik, bütünlüğü sayesinde aştık. 17-25 Aralık Yargı ve Emniyet Darbesi sürecinde sizlerin verdikleri desteklerle aştık. 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi kalkışmasında milletimizin desteği ile demokrasimize, milli iradeye sahip çıktık. Yargımızı, yargı mensuplarımıza o gece kahramanca mücadele eden ve darbecilere karşı ilk dakikalardan itibaren soruşturmaları başlatan yargı mensuplarımıza müteşekkiriz. Milletimizle beraber hareket ettiler, işte milletin yargısı bu” ifadelerini kullandı.

‘YARGIYA YÖNELİK SALDIRILARI BİR KEZ DAHA GÖRDÜK’

Gezi Olayları ile ilgili Yargıtay’ın aldığı kararı eleştirenlere cevap veren Bakan Tunç, “Birilerinin hazmedemediği, yargıya sürekli taş atanlar, sürekli karalama çalmaya çalışanlar, dün Yargıtay’ımızın Gezi Olayları ile ilgili verdiği kararda, yargıya yönelik saldırıları bir kez daha gördük. Yargı bağımsız, tarafsız. Anayasamızın 9’uncu maddesi, ‘yargı yetkisi bağımsız mahkemelerce kullanılır’ diyor. Anayasa’mızın 138’inci maddesi açık, hiçbir merci, kişi yargı yetkisinin kullanılmasında, mahkemelere, hakimlere emir ve talimat veremez.

Yargı kararları eleştirilebilir ama yargının tamamını töhmet altında bırakabilecek, hakarete varan cümlelerle saldırırsanız. Orada Anayasa’nın 138’inci maddesini hatırlatmak gerekir. Siz sokakları ateşe vereceksiniz, onlarca insanın ölümüne sebep olacaksınız, kamunun, özel şahısların araçlarını alt üst edip, ortalığı ateşe verip, dükkanları taşlayacaksınız, Gezi Olaylarını çıkartıp, ‘Gezi masumdu’ diyeceksiniz. Hukuk devletlerinde sokakları ateşe verenlerin, insanları öldürenlerin, onları tahrik edenlerin, hesabı sorulmayacak mı? Hesap sorulmazsa orada hukuk devletinden bahsetmek olur mu? Gezi yargılanamaz, ne demek? Gezinin ne olduğunu bu millet gördü.

Orada iki ağaç bahane edilerek sokakları ateşe verenlerle ilgili yargı sürecinin haksız bir yargılama olduğunu nasıl söylersiniz? Bunu söylerken de ‘talimatlarla karar verdi’ diyerek yargıya hakaret ederseniz burada siz yargı tarafsızlığına saygı duymuyor, hukuk devletini benimsemiyorsunuz demektir. O nedenle yargının kararlarına saygı duyacağız, hukukun üstünlüğü, milletimizin huzuru, terörle mücadele noktasındaki kararlığımızdan hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından Tosya Adalet Sarayı’nın açılış kurdelesi protokol üyeleri tarafından kesildi. Daha sonra Bakan Tunç, Tosya Adalet Sarayında incelemelerde bulundu. (İHA)

GEZİ PARKI DAVASI

Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesinin 25 Nisan 2022’de verdiği karara ilişkin temyiz incelemesini tamamladı. Bu incelemede, yargılama aşamasındaki usul işlemlerinin kanuna uygun yapıldığı ve dosyadaki tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği belirtildi.

Aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz şekilde sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı belirtilerek, sanık Mehmet Osman Kavala’nın hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, 14 Mayıs’taki 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde TİP’ten Hatay milletvekili seçilen Şerafettin Can Atalay’ın hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım suçlarından mahkumiyetlerine dair hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelendiği belirtildi.

KAVALA VE ATALAY’IN CEZASI ONANDI

Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi tarafından tamamlanan incelemede, Şerafettin Can Atalay’ın bir plan ve organizasyon dahilinde gerçekleştirilen Gezi Parkı olaylarının başlaması ve tüm ülke sathına yayılarak derinleştirilmesi kapsamında eylemlerinin bulunduğu belirtilerek, “Gezi Parkı eylemleri sürecinde yaptıkları provokatif paylaşımlar ve eylem çağrıları ile eylemcileri tahrik ederek şiddet olaylarının tırmanmasına neden olan Taksim Dayanışması’nı yönlendirdikleri, Gezi Parkı eylemlerinin gerçekleştirilmesindeki organizasyonda baş aktör olan ve bu eylemleri finanse eden diğer sanık Mehmet Osman Kavala ile de irtibatlı olarak birlikte hareket ettikleri anlaşılmakla, bu şekilde vuku bulan eylemleri, TCK’nın 312/1. ve 37/1. kapsamında hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçunu oluşturduğu halde, delillerin takdir ve değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır” denildi.

Söz konusu eylemlerin kanunda öngörülen suç tipine uyduğu belirtilerek, “Yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden, CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz itirazlarının esastan reddiyle hükümlerin onanmasına karar verildi” denildi.

Öte yandan Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi ve Ayşe Mücella Yapıcı hakkında verilen 18’er yıl hapis cezaları ise bozuldu. (Tuğba SIR/ ANKARA, DHA)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir